Radyoloji
Radyolojik yöntemlerle teşhis edilen hastalıklar neler?
Radyoloji; insan anatomisini görüntüleme yöntemleri kullanarak inceleyen, insanları kesmeden içindeki hastalığın ne olduğunu ilgili uzman hekime bildiren branştır. Radyoloji organların anatomisini değerlendirir. Bir radyologun tecrübesi, anatomiyi ve patolojiyi çok iyi bilmeye dayanır. Bilgisi dahilinde görüntülemeler sırasında saptadığı anormal durumları ilgili doktora rapor eder. Radyoloji organları özellikle morfolojik yönden inceleyen bir bilim dalı olduğu için, fonksiyonel hastalıkları teşhis etmede çoğu zaman yetersiz kalır. Fonksiyonel hastalıklardan kastım; organların çalışması ile alakalı. Misal; bağırsakların az çalışması ile oluşan kabızlık ve çok çalışması ile kendini gösteren ishal. Bu kadar basit de olsa radyolojinin böyle bir fonksiyon buzukluğunun teşhisini koyabilecek bir yöntemi yoktur.
Hangi hastalıklar radyolojinin teşhis alanına girer?
Anatomik morfolojik bozukluk oluşturmuş hastalıklar radyolojinin temel konusudur. Nöroloji uzmanı hastadan “KranialMR” ister. Burada amaç baş ağrısını ispatlamak değil, baş ağrısına sebep olacak anatomik bozukluk var mı bunu göstermektir. Misal migren de baş ağrısı yapar, beyindeki tümör de.Migreni olan hastadan istenilen KranialMR genelde normal çıkar ama hastanın tümörü varsa radyoloji bunu kolaylıkla tespit edebilir. Baş ağrısı organın fonksiyonuna göre bir bozukluktur. Radyoloji bu zemindeki anatomik bozukluğu ayırt etmeye çalışır.
Radyolojik sonuçlar, hastalar için tek ve net sonuç mudur?
Tıp, birimlerin birbirine iş gördürdüğü bir bilim değildir, multidisipliner(çok alanlı) bir bilimdir. Pek çok branşın, o hasta hakkında görüş bildirmesine dayanır. Örneğin; karnı ağrıyan bir hastaya dahiliye doktoru fizik muayene yapar. Burada önemli olan hastayı iyi dinlemek, şikayetlerini doğru anlamaktır. Muayene sonunda hekim bir fikir edinir ve bunun sonucunda bazı tetkiklere ihtiyaç duyar. Burada doğru tetkikleri istemek o branş doktorunun sorumluluğundadır. Radyoloji uzman doktorun istediği tetkiklerden sadece birisidir. Bunun yanında patolojik tetkikler, biyokimyasal tetkikler, mikrobiyolojik tetkikler vardır. Radyoloji doğru tanıya giden yollardan sadece birisidir. Radyoloji ile teşhis konulabilen hastalıklar da vardır. Bunun dışında bir radyoloğun yaptığı şey organdaki anormalliği tespit etmektir. Patolojik tanı çoğu zaman radyologtan beklenir. Hastanın karaciğerinde şu boyutlarda tümör var dersiniz. O tümörün karaciğer kanseri mi olduğunu biyopsi sonucu söyler. Hastayı gereksiz tetkiklerle oyalamamak gerekir. Misal; karın sağ alt kadran ağrısıyla gelen bir hastaya eğer apandisitten şüpheleniliyorsa, ayakta direk batın filmi çekmenin artık bir manası yok. Elimizde çok daha güçlü silahlarımız var hastalığı tanıyabilmek için.
Hangi hastalıklarda yapılan görüntülemeler belli aralıklarla tekrarlanmalı?
Tıp biliminde bir husus var, hastalık yok hasta var denir. Her hastalık her insanda farklı seyredebilir. Öncelikle hastanın tetkikten ne yarar göreceğini düşünmemiz gerekir. Radyolog olarak fayda sağlamayacağını düşündüğüm tetkikleri reddedip, ilgili hekimi yönlendirdiğim de olmuştur. Görüntüleme sıklıklarını, beklentimiz belirler, o tetkikten nasıl bir sonuç bekliyoruz. Örneğin beynindeki tümör sebebiyle ameliyat geçirmiş kişiden hekimi MR ister, geride tümörlü doku kalıp kalmadığını teyit etmek için. Aynı hastanın başı ağrıdı diye 2 gün sonra tekrar MR çekilmez. Referansımız; Dünya Sağlık Örgütü’nün ve ilgili tıp disiplinlerinin otoritesi sayılan kurumların koyduğu limitlerdir. Başka bir örnekle açıklamak gerekirse, ailesinde meme kanseri vakası bulunan kişi 6 ayda bir, bulunmayan kişi belli bir yaşın üstünde senede bir mamografi çektirebilir.
Görüntüleme tekniklerinin çocuklar üzerinde uygulanabilir mi?
Anne karnındayken bile ultrasonla görüntüleme yapılabiliyor. Hatta bu sayede bebek dünyaya gelmeden önce birçok hastalığı teşhis ediliyor. Örneğin; “Fetal MR” sayesinde bebeklerin anne karnındayken doğumsal kalp hastalıkları, sinir sistemi hastalıkları bilinebilir. Ayrıca anne adayları hamileliklerinin ilk 2 ayı hariç MR emniyetli şekilde çekilebilir. Çünkü MR’da iyonizan radyasyon yoktur, bu yüzden ilk 2 ay dışında güvenlidir.
Hamileler hangi görüntüleme yöntemlerinden uzak durmalı?
Hamileleri X ışını üreten cihazlardan uzak tutmak gerekir. Mesela röntgen,tomografi, mamagrofi çektiremez, konvansiyonel anjiyo yaptırmaz, DSA yaptıramaz. Bunlar X ışını üreten ve X ışını kullanarak görüntüleme yapan tetkikler olduğu için gebelikte kullanılamaz. Yine burada yarar zarar ilişkisini gözetmek gerekir. Önce annenin sağlığı gelir. Eğer anne çok şiddetli bir göğüs ağrısı geçirmişse, bu hastada pulmoner emboli dediğimiz akciğer damarlarını tıkanıklığını nasıl teşhis edeceğiz? Edemezsek hastayı kaybedebiliriz. Burada yarar zarar ilişkisini gözetmemiz gerekir. Bebeğin kaç haftalık olduğunu bilmek kaydıyla Dünya Sağlık Örgütü’nün öngördüğü dozları aşmadığımız takdirde bu tetkikleri yapabiliriz. Örneğin; akciğerin enfeksiyonu var mı? Bunu öğrenmek için akciğer grafisi çektirebiliriz. Bunu alırken de aktif – pasif korunma tedbirlerine uymak gerekir. Bebeğin ışın almasını engelleyecek şekilde, sadece akciğerlere yönlendirerek cihazı çekim yapabiliriz. Işınlardan korumak amaçlı hastanın karın bölgesine -bebeğin üzerini tamamen kaplayacak şekilde- x ışını geçirmeyen kurşun önlük giydirilir. Mümkün olan en düşük dozlar kullanılır.Çocuk hastalara erişkine verilen dozla tomografi çekilmez. Hastamıza özel görüntüleme metodları kullanmamız gerekir. Doğru teşhis için kullanılan teknolojik aletler de çok önemli.Radyolojik cihazlar ileri teknoloji ürünü cihazlardır. Bu cihazların neler olabileceği konusunda yaptığımız işi denetleyen birimlerin onayı gerekiyor. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ve Sağlık Bakanlığı, radyoloji ile ilgili ve yasal olarak faaliyet gösteren derneklerin ve akreditasyon birimlerinin onayı gerekir. Sadece cihaz değil, bu cihazın kullanılacağı ortamlar da çok önemli. X ışını üreten bir cihaz ise bu, duvar kurşun izolasyonu, havada oluşabilecek zararlı gazların ortamdan aspire edilmesini sağlayan havalandırma düzeneği, keza ışıklandırma, artı bu cihazların yoğun olarak kullanıldığı yerlerde görev alan radyoloji teknikerlerinin mutlaka sağlıklarının korunması gerekiyor.
Bu aletlere maruz kalan kişilerde görünen hastalıklar var mı?
Hastalanmamak için yapmak gereken en önemli şey o hastalık etkeninden uzak durmak. Bizler de bu işi bilinçli yapan insanlar olarak, bize zarar verecek şeylerden korunuyoruz. Radyasyondan korunma ile ilgili eğitimler alıyoruz. Öncelikle bedeninizi radyasyona maruz bırakmayacak şekilde koruyucu giysiler giymek. Ne kadar radyasyona maruz kaldığımızı gösteren kişisel dozimetrelerimiz var. Bunların bilinçli şekilde bizlerin üstünde taşınması ve periyodik ölçümlerin yapılması gerekir. Fazla radyasyona maruz kalmış kişi radyasyon ortamından uzaklaştırılır. Konuyla ilgili yasalar da mevcut.